Egeli akademisyenlerin başarısına TÜRKPATENT’ten “Faydalı Model Belgesi” tescili
Ege Üniversitesi (EÜ) Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Nurdan Akçay Didişen’in sorumluluğunda; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Mustafa Orkan Ergün, Doktora Öğrencisi Zehra Sözkesen ve Endüstri Mühendisi Ergun Bakırcı tarafından geliştirilen “Anne Kokusu ve Müzik Terapi Bağlantısı İçeren Bireyselleştirilmiş Gelişimsel Destek Materyali” projesi Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından “Faydalı Model” olarak tescillendi. Proje aracılığıyla geliştirilen modelle, anne ve bebek arasındaki bağlanmanın devamlılığının sağlanmasının yanı sıra; bebeklerin nörogelişimsel süreçlerinin desteklenerek, daha huzurlu ve güvenli hissettikleri bir ortam oluşturulması hedefleniyor.
Buluşlarının anne ve bebek arasındaki bağlanmanın devamlılığını sağladığını dile getiren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Nurdan Akçay Didişen, “Anne kokusunu uzun süre içerisinde hapsedebilen ve müzik terapisi sağlayan bireyselleştirilmiş gelişimsel destek materyaliyle ilgili olan projemiz, dezavantajları ortadan kaldırmanın yanı sıra ilave bazı avantajlar getiriyor. Çünkü buluşumuz hem kokulandırılabilme özelliği hem de müzik terapi özelliği eklenmesiyle birlikte anne ve bebek arasındaki bağlanmanın devamlılığını sağlayabiliyor. Böylece bebeklerin nörogelişimsel süreçleri desteklenerek, daha huzurlu ve güvenli hissettikleri bir ortam oluşturuluyor. Ayrıca modelimizde anne kokusu kokulandırılabiliyor. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde kullanımının yanı sıra; evde özellikle annenin çalıştığı durumlarda, uyku ve oyun arkadaşı olarak, seyahatlerde oto koltuğunda, bebek arabasının etrafında destek materyali ve kanguru bakımı gibi birçok alanda güvenle kullanılabilir” diye konuştu.
“Yenidoğan yoğun bakımında destek materyallerinin kullanımı önemli”
Yenidoğan döneminin büyük önem arz ettiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Nurdan Akçay Didişen, “Bu dönem, insan yaşamının en hassas ve dinamik evresidir. Ulusal ve uluslararası tüm istatistiki verilerden anlaşılacağı gibi bu dönemde hastalık ve ölüm oranı, yaşamın daha sonraki evrelerine göre daha yüksek oranda görülür. Yenidoğan yoğun bakım üniteleri; bebekler için çok fazla girişimin bir arada olduğu, ısı ve ışık değişikliklerinin oldukça sık yaşandığı ve özellikle bebeğin anneyle bağının sınırlandırıldığı bir ortamdır. Bu nedenle bebeğin büyüme ve gelişiminin tümüyle desteklenerek korunduğu intrauterin bir ortamdan, yenidoğan yoğun bakım ortamına hızla geçişi, bebeğin nörolojik gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda tekrarlayan ağrılı işlemler, uyku döngüsünün sık sık bozulması, bebeklerin fizyolojik, nörolojik ve duyusal gelişimini de olumsuz etkiler. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde destek materyallerinin kullanımı ağrı ve konforun yönetiminde oldukça önemlidir. Çünkü bebeklerin tedavi ve bakım uygulamalarıyla olumsuz çevresel uyaranlara bağlı ağrı, acı ve rahatsızlığının azaltılmasını ve kas iskelet sistemini koruyarak stresle baş etmelerini sağlar” dedi.
“Olumlu uyarıcı faktörlerin birlikte sağlanması gerekir”
Bebekler için bireyselleştirilmiş gelişimsel bakımın gerekliliğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Nurdan Akçay Didişen, “Bireyselleştirilmiş gelişimsel bakım, yenidoğan yoğun bakım ortamının bireysel gereksinimlere göre düzenlenmesinin, bebeğin stresini azaltarak fizyolojik dengesini güçlendireceği ve beyin gelişimini olumlu etkileyeceği hipotezine dayandırıldığı bir bakım uygulamasıdır. Bu bakım uygulamalarına yönelik planlanan düzenlemelerle bebeğin çeşitli uyaranlara karşı verdiği fizyolojik cevapların ve davranış işaretleri gözlemlenir. Çünkü bebeğe karşı stres yaratan uyaranların azaltılması ve gelişimini destekleyici uyaranların sağlanması gereklidir. Bu doğrultuda yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde uygulanmaya başlanmış olan bireyselleştirilmiş gelişimsel destekleyici bakım, bebeğin davranışlarını gözlemleyen, bireye özgü bakım sunan, bebek-aile-sağlık çalışanları arasında birlik oluşturarak ‘Holistik Hemşirelik Bakımı’ sağlayan bir yaklaşımdır. Bu noktada fiziksel çevrenin düzenlenmesi, ısı, ışık ve ses yönetimi, pozisyon verme, emzik kullanımı, uyku düzeninin sağlanması, anne bebek arasında tensel temasın artırılmasını sağlayan kanguru bakımı ve olumlu uyarıcı faktörlerin (müzik terapi) birlikte sağlanması gerekir” diye konuştu.
“Müzik, bebekler için tıbbi ve gelişimsel açıdan yararlı”
Dr. Öğretim Üyesi Akçay Didişen, “Özellikle bebeğin çevrelenerek verildiği destek materyalleri fleksiyon pozisyonunun devamlılığını sağlayarak, uyku uyanıklık döngüsünü korur ve nörogelişimsel duyusal gelişimi sağlar. Ayrıca yenidoğanların koku duyusunun oldukça gelişmiş olduğu ve anne kokusunu ayırt edebildikleriyle ilgili varsayımlar da öne sürülmektedir. Yapılan diğer çalışmalarda ise, bireyselleştirilmiş gelişimsel bakım içinde kullanılan müziğin (klasik müzik, ninni, geleneksel müzikler, anne-kadın sesi, beyaz gürültü) bebekler için tıbbi ve gelişimsel açıdan yararlı olduğu gösterilmiştir. Günümüzde yoğun bakım ünitelerinde genellikle bebeği çevreleyecek şekilde, rulo haline getirilmiş, elle hazırlanan havlu, battaniye gibi yumuşak materyaller kullanılır. Elle hazırlanan malzemelerle uygulanan çevrelenmiş destekleyici bakım, yenidoğanlar için yeterli konforu sağlayamaz. Son yıllarda bu yaklaşımda farklı materyaller deneniyor. Ancak bu materyallerle sadece pozisyon verme ve mevcut pozisyonu değiştirme girişimleri uygulanabilir” dedi.