Ege Ajans

Ege Üniversitesi haber ajansı

Egeli akademisyenler arı zehrinin peşinde

Türkiye’yi karış karış geziyorlar

Egeli akademisyenler arı zehrinin peşinde

Türkiye’de arı zehrinin bilimsel ölçütlerde kullanılabilmesi için Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından “Türkiye’nin Farklı Coğrafi Bölgelerinden Elde Edilen Anadolu Arısı Zehrinin Kimyasal İçeriğinin ve Biyoaktivitesinin Belirlenmesi’ projesi kapsamında başlatılan ve Türkiye genelinde yürütülen çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.

Türkiye’de gittikçe yaygınlaşan arı zehrinin kullanımına yönelik Egeli akademisyenler çok geniş çapta araştırmalar yapıyor. Yürütücülüğünü EÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Banu Yücel’in üstelendiği projede Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy, Ziraat Fakültesi Araş. Gör. Ekin Varol ve Yüksek Lisans öğrencisi Ayşe Dila Çağlar yer alıyor. Yapılan çalışma ile bölgesel bazda veriler elde edilerek arı zehrinin standardizasyonu ve apisötik ürün haline getirilmesi için çalışmalar yürütülecek.

Ege Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen projede, Türkiye’nin farklı bölgelerinden alınan arı zehri örneklerinin fiziksel, kimyasal özellikleri ve potansiyeli belirlenecek. Ayrıca proje ile birlikte özellikle arı zehrinin üretimi konusunda ülkemiz arıcısına da teşvik sağlanacak. Proje, Türkiye Merkez Arıcılar Birliği, Berlin Teknik Üniversitesi ve Berlin Özgür Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştiriliyor.

“Arı zehrinin ülkemize katma değeri oldukça yüksek”

Proje detayları hakkında bilgi veren Dekan Prof. Dr. Banu Yücel,  “Apiterapi, arı ürünlerinin insan, hayvan ve bitki sağlığında koruma ve tedavi edici özelliklerinin uygulamalı kullanım yöntemlerinin bütünü olarak kabul edilen tıbbi tamamlayıcı bir uygulamadır. Arı zehri, Apiterapide kullanılan arı ürünlerinden biridir. Ülkemizde katma değeri yüksek arı zehrinin pazarı hala sürdürülebilir nitelikte değildir. Yapılan çalışmalar, farklı bölgelerden farklı mevsimlerde toplanan arı zehri miktarının farklılığına dikkat çekmektedir. Çalışmamız, ülkemizin farklı coğrafi koşullarında üretilen arı zehrinin özelliklerinin belirlenmesi ve standardizasyonunun geliştirilmesi açısından önem taşıyor” dedi.

Çalışmada kullanılacak Anadolu arısı zehrinin kalitesini belirleyecek ilk detaylı araştırma olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yücel, “Çalışmamızda, bölgesel bazda verilerin elde edilmesi, biyolojik aktivite testlerinin gerçekleştirilmesi, arı zehrinin standardizasyonu ve apisötik ürün haline getirilmesi için temel bilgi teşkil edecek. Anadolu arısı zehrinin bölgesel örneklemelerini yaparak kimyasal içerik ve biyoaktivitesinin karakterizasyonunu gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışma özellikle Anadolu arısı zehrinin kalitesini belirlemeye yönelik yapılacak ilk detaylı araştırma niteliğindedir” dedi.

Proje kapsamında görev alan Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy,  zehirlerin biyolojik aktiviteleri üzerine yaptıkları çalışmalarda kanser hücreleri üzerinde dikkate değer sonuçlar elde ettiklerini, örnekler arasında farklılıkların özellikle bölge ve ırka göre değişkenlik gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Nalbantsoy, devam eden süreçte Alman ekiple proteomik çalışmaları ile paralel yürütülen biyolojik aktivite çalışmalarında bu geniş yelpazedeki Anadolu arı zehir örneklerinden biyoaktif yeni peptid molekül adaylarının keşfine odaklarını vurguladı. Ayrıca Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy European Venom Network (EUVEN) COST aksiyonunda Türkiye’den Yönetim Komitesi üyesi olarak görev aldığını ve göreve 4 yıl boyunca göreve devam edeceğini ifade etti. Yine Prof. Dr. Nalbantsoy kendisine ve ekip üyelerinden Araş. Gör. Ekin Varol’a COST kapsamında  Alman ekiple çalışmaları yürütmek üzere COST Kısa Süreli Bilimsel Ziyaret (STSM) burs desteği de verildiğini söyledi.

43 ilden 52 noktada örnek alındı

Saha çalışmalarında Türkiye’nin 43 ilinden ve 52 noktasından örnek aldıklarını belirten Araş. Gör. Ekin Varol ise “Bu kapsamda saha çalışmalarında yaklaşık 15 bin kilometre yol kat ederek Türkiye’nin 43 ilinden ve 52 noktasından örnek aldık. Bu noktalarda hem örneklemeler gerçekleştirilmiş hem de arıcılarla görüşerek arı zehrinin toplanma ve muhafazası hakkında bilgi verdik. Projemizde görüşülen ve örnek alma sürecine dâhil olan arıcılar, Türkiye Arıcılar Birliği’nin projemize destekleri ile belirlendi. Bununla birlikte gidilen her bölgede Arıcı Birlikleri, Tarım İl Müdürlükleri ve Arıcılık Araştırma İstasyonları ile de görüşmeler sağladık. Özellikle proje sonuçlarımızda da önemli veriler aldığımız ve yıllardır ziyarete açık olmayan Doğu Anadolu’daki bazı bölgelerde Şırnak-Faraşin yaylası gibi ilk defa örnekleme yaptık. Projemizde analiz süreçleri devam etmekte olup, analizlerin bir kısmının gerçekleşeceği Berlin Teknik Üniversitesi ve Berlin Özgür Üniversitesi ile işbirliklerimiz devam ediyor” dedi.

Proje kapsamında akademisyenler; İzmir, Manisa, Muğla, Aydın, Kütahya, İstanbul, Kırklareli, Çanakkale, Bursa, Bolu, Balıkesir, Gökçeada, Eskişehir, Ankara, Isparta, Burdur, Konya, Yozgat, Niğde, Kırşehir, Sivas, Kayseri, Alanya, Antalya, Mersin, Adana, Antakya, Düzce, Samsun, Ordu, Rize, Artvin, Macahel, Kars, Ardahan, Iğdır, Erzurum, Tuncel, Bingöl, Van, Şırnak, Hakkari, Yüksekova, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Kıbrıs (Lefkoşa ve Magosa)’tan örnekler topladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir