Ege Yüz Tanıma Laboratuvarı gönüllülerini bekliyor
Selin Ece Eyce – Ahmet Evren
Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyat Fakültesi Bilişsel Psikoloji Laboratuvarında yer alan “Ege Yüz Tanıma Laboratuvarı” yüz tanıma becerisinin altında yer alan bireysel farklılıkları incelemek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Yürütülen çalışmalar, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) başta olmak üzere, EÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından da destekleniyor. EÜ Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sonia Amado tarafından yürütülen ve Doç. Dr. Aycan Kapucu Eryar’ın araştırmacı olduğu “Yüz Tanıma Becerisindeki Bireysel Farklılıkların Açıklanmasında Yüz İşleme Stratejilerinin Rolü” projesi kapsamında yüz tanıma teknolojisine yönelik önemli veriler elde ediliyor.
“Yüz tanıma becerisini hayatın her alanında kullanıyoruz”
Yüz tanımanın sosyal bir varlık olan insanın günlük hayatında sürekli olarak kullandığı bir beceri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sonia Amado, “Günlük hayatımızda bir insanı tanımak, ne düşündüğünü anlamak, ne hissettiğini sezmek gibi birçok şey için yaptığımız ilk iş, yüzüne bakmak oluyor. Bu bağlamda, yüz tanıma becerisi kişilerin sosyal ilişkiler kurabilmeleri, var olan sosyal ilişkilerinin düzen ve devamlılığının sağlanabilmesi, kişilerin güvenliklerinin tesisi bakımından önem arz eden bir beceri olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca yüzleri doğru bir şekilde tanımlayabilmenin ve ayırt edebilmenin, güvenlik görevliliği, pasaport kontrol memurluğu gibi mesleklerde suçlunun tespit edilmesi, görgü tanıklığı gibi olaylarda çok daha büyük önem taşıyan bir beceri olduğu görülüyor. Yüz tanıma becerisi, günlük hayatta çabasız olarak gerçekleştirdiğimiz bir beceri olarak görünse de; son yıllarda bu alana yönelik yapılan araştırmalar herkesin yüz tanıma becerisine eşit düzeyde sahip olmadığını gösteriyor. Herhangi bir nörolojik sağlık problemi olmayan benzer profilli kişiler arasında bile çok büyük farklılıklar gösterebiliyor. Kimileri bir kez gördüğü bir yüzü aradan uzun zaman geçse de unutmazken; kimileri ise, en yakınlarının yüzünü bile hatırlamakta zorlanabiliyor. Günümüzde 100 kişi içerisinden sadece iki kişinin ‘Süper Yüz Tanıyıcı’ olduğu varsayılıyor. Bu kişiler sokakta, konserde, filmlerde ya da dizilerde çok kısa sahnelerde gördükleri figüran oyuncuları dahi başka bir yerde gördüklerinde hemen hatırlayabiliyorlar. Dünyanın metrekare başına en fazla mobese kamerası bulunan şehirlerinden biri olan İngiltere’nin başkenti Londra’da yüz tanıma üzerine yapay zekâ sistemleri geliştiriliyor. Ancak Süper Yüz Tanıyıcı bireyler, yapay zekâdan bile daha iyi şekilde yüzleri tanıyabiliyor. Bu sebeple, Londra’da bu bireylerden oluşan bir ekip kurulmuş. Bu bireyler, aranan kişileri toplumda tespit etmek üzere polis bürosuna bağlı olarak çalışıyorlar” dedi.
“Deneyimli araştırmacıların yetişmesine olanak sağlıyoruz”
Yüz tanımada gözlenen bireysel farklılıkların daha iyi saptanması için çok sayıda katılımcıya ihtiyaç duyduklarına dikkat çeken Prof. Dr. Amado, “Laboratuvarımızda yürütülen çalışmalarda özellikle kişilerin yüzleri nasıl bir strateji ile incelediği ve yüz tanıma becerisindeki bireysel farklılıkların altında yatan faktörlerden biri olup olmadığı inceleniyor. Bu çalışmalarda davranışsal ve öz bildirimsel ölçümlerin yanı sıra; göz izleme ölçümü de alınıyor. Böylece yüz işleme stratejilerine dair kapsamlı bilgiler elde ediliyor. Özellikle göz izleme ölçümü ile kişilerin yüzleri nasıl bir strateji ile incelediğinin, yüz tanıma becerisindeki faktörlerden biri olup olmadığı ele alınıyor. Lisans, yüksek lisans ve doktora tez çalışmaları kapsamında yürütülen bu çalışmalar ile yüz tanıma alanında deneyimli araştırmacıların yetişmesine olanak sağlıyoruz. Yüz tanımada gözlenen bireysel farklılıkların daha iyi saptanabilmesi için çalışmalarımızdaki katılımcı sayısının artmasını arzu ediyoruz. Araştırmamıza katılım ücretsiz ve katılmayı düşünen bireyler internet üzerinden doldurabilecekleri bir form ile bizimle iletişime geçebiliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Amado, “Kişilerin sosyal ilişkiler kurabilmeleri, var olan ilişkilerinin düzen ve devamlılığının sağlanabilmesi ve güvenlikleri bakımından büyük bir öneme sahip olan yüz tanıma becerisi ile ilgili çalışmalar hem online, hem de Bilişsel Psikoloji Laboratuvarında yüz yüze katılımla yürütülüyor. Katılımcılar, laboratuvarda kendi yüz tanıma becerileri hakkında bilgi sahibi olurken, literatürde ihtiyaç duyulan kapsamlı bir yüz tanıma testinin gelişimine de destek veriyor. Hedef kitlesi 18 yaş üstü bireylerden oluşan projenin araştırma ekibinde lisans, yüksek lisans ve doktora tez çalışmalarını yürüten öğrenciler yer alıyor. Araştırmalardan elde edilecek bulguların ulusal ve uluslararası kongreler, çalıştaylar ve uluslararası indekslerce taranan dergiler aracılığıyla paylaşılması planlanıyor. Proje kapsamında geliştirilecek olan “Video Temelli Yüz Tanıma Testi”nin ise, bu alanda çalışan ulusal ve uluslararası araştırmacıların kullanımına sunulması hedefleniyor” dedi.