MİLYONDA 5 GÖRÜLEN HASTALIĞA RESİMLİ FARKINDALIK
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesinde tedavi gören ve dünyada 1 milyonda 5 kişide görülen Lipodistrofi hastası 23 yaşındaki Rümeysa Çaylan, hastalığına farkındalık oluşturmak üzere yaptığı resimlerden oluşan sergisini EÜTF Hastanesinde açtı. Vücuttaki yağ dokusunun fazla ya da eksik olmasının birçok olumsuzluğa yol açtığını, genetik bir hastalık olan Lipodistrofi hastalığının da bu yağ dokusunun az olmasıyla ortaya kendisini gösterdiğini belirten Doç. Dr. Ilgın Yıldırım Şimşir, Dünya Lipodistrofi Hastalığı farkındalık günü kapsamında düzenledikleri etkinliğe destek verenlere teşekkür etti.
Dünyada 1 milyon kişiden 5’inde görülen Lipodistrofi Hastası olduğunu ilk kez 11 yaşında öğrenen ve bu süreçte tam 5 kez ameliyat olan 23 yaşındaki Rümeysa Çaylan, hastalığı nedeniyle eğitimine de ara vermek zorunda kaldı. Resim yapma yeteneğini fark edip bu alanda kendini geliştiren Çaylan, yaptığı resimlerle hem iç dünyasını yansıtırken hem de nadir olan hastalığına farkındalık oluşturmak istedi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ilgın Yıldırım Şimşir’in de yönlendirmesiyle Çaylan, resimlerinden oluşan eserlerini EÜTF Muhiddin Erel Amfisi Fuaye Alanında sergiledi. Sergini açılış programına EÜTF Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Rüçhan Sertöz, Doç. Dr. Şimşir, Rümeysa Çaylan, akademik ve idari personel ile Çaylan’ın ailesi katıldı.
“ERKEN TEŞHİS KOMPLİKASYONLARI AZALTIYOR”
Dünya Lipodistrofi Hastalığı farkındalık günü kapsamında düzenlenen etkinliğin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Şimşir, Lipodistrofi Hastalığının hekimler arasında da farkındalığı az olan bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Hastalığa ilişkin de bilgi veren Doç. Dr. Şimşir, “Vücudumuzdaki en büyük endokrin organ yağ dokusu, bu yağ dokusunun normalden fazla olması obezite olarak tanımlanıyor. Eksikliği de olması gereken yerden farklı bir yerde olmaması da aynı obezite gibi çok ciddi metabolik sorunlara yol açıyor. Kan yağlarındaki anormallikler şeker hastalığından, böbrek yetmezliğine kadar giden birçok sorunla karşımıza çıkabiliyor. Biz hekimler olarak hastaları ne kadar çok tanır farkındalığımız artarsa o kadar erken tanıyarak hastaları hızlıca tedaviye ulaştırabileceğimizi düşünüyorum. Şu an dünyada nadir hastalık olarak tanımlanıyor ama ülkemizde akraba evlilikleri fazla olduğundan biraz daha sık rastlanabiliyor. Hastalığın görülme sıklığı dünyada milyonda 5 olarak tanımlanıyor. Tedavisi mümkün, ne kadar erken tedaviye başlarsak sorunları da o kadar çabuk çözebiliyoruz. Rümeysa’yı tebrik ediyorum, yeteneğini geç fark ettim ama herkesle paylaşmak istiyorum” dedi.
HEM ADINI HEM DE HASTALIĞI DUYURMAK İSTİYOR
Tedavi sürecinde eğitiminin yarım kaldığını, herhangi bir eğitim almadan resimler yaptığını dile getiren Çaylan, hayalinin eğitim alıp adını ve hastalığını duyurmak olduğunu dile getirdi. Henüz 11 yaşındayken tanıştığı hastalığın tedavisinde büyük bir yol kat ettiklerine değinen Çaylan, “Bu hastalıkta farklı süreçler oldu. Barış Akıncı hocam ilk olarak hastalığın teşhisini kondu. Hastalığın zorluklarıyla başa çıkmaya çalıştığım dönemde resim yapmaya odaklandım. Resim beni hastalığımdan büyük ölçüde kurtardı diyebilirim, bu şekilde ilerlerken Ilgın hocamla tanıştım. Bana her zaman destek oldu. Bu süreçte ailem de çok destek oldu. Ancak benim bir şeyler yapmam ve bir farkındalık oluşturmam gerekiyordu ve resme ağırlık verdim. İsmimi ve hastalığımı duyurarak, farkındalık oluşturmak istiyorum. Hayallerim kendimi daha çok geliştirmek çünkü bu aşamaya bir eğitim almadan geldim eğer eğitim alırsam çok daha iyi yerlere geleceğimi düşünüyorum. Rümeysa Çaylan dendiğinde bu hastalığın bilinmesini ve tanınmasını istiyorum. Tedavi sürecim devam ediyor, şu an çok daha sağlıklıyım güzel bir aşama kaydettim” diye konuştu.