Öğrenciler beden-zihin dengesi ve beslenme zamanlamasını anlattı

EÜ’de “1.Uluslararası Sağlık Yaşam ve Beslenme Öğrenci Kongresi” devam ediyor
Ege Üniversitesi(EÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi(SBF) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğrencileri tarafından düzenlenen “1.Uluslararası Sağlık Yaşam ve Beslenme Öğrenci Kongresi” kapsamında 2. Oturum gerçekleştirildi. Kültür Sanat Evinde yapılan etkinliğe SBF Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Reci Meseri, Bölüm Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Özge Küçükerdönmez ve Dr. Öğr. Üyesi Murat Urhan, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Ege Üniversitesi’ndeki öğrenci kongresinin dördüncü oturumunda sezgisel beslenme ile beden-zihin uyumu, sürdürülebilir beslenme ve diyetisyenlerin rolü, menstrüel döngüye özel beslenme yaklaşımları ve sirkadiyen ritme uygun beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri vurgulandı. Öğrenciler ve uzmanlar, bireysel ve toplumsal düzeyde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının önemine dikkat çekti.
Beslenme ve Diyetetik Bölümü 3. Sınıf öğrencisi Buse Bozkaya, danışmanı Dyt. İlkay Kıvrak rehberliğinde hazırladığı “Bedenin, Zihnin ve Duyguların Arasındaki Denge: Sezgisel Beslenme” başlıklı sunumunda, giderek popülerleşen ancak sıkça yanlış anlaşılan sezgisel beslenme kavramına ışık tuttu. “Sezgisel beslenme; diyet listelerinin değil, bireyin bedeninin rehberliğinde bir yaşam biçimidir” diyen Bozkaya, bu yaklaşımın temelinde kişinin içsel açlık-tokluk sinyallerine güvenmeyi öğrenmesinin yattığını belirtti. Bozkaya, sezgisel beslenmenin sadece bir diyet karşıtı akım olmadığını; aynı zamanda beden-zihin-duygu dengesini yeniden kurmayı hedefleyen bütünsel bir sağlık yaklaşımı olduğunu vurguladı. “Bedenimizi baskılamak yerine, onunla iş birliği yapmayı öğrenmeliyiz” diyen Bozkaya, sezgisel beslenmenin özellikle kronik diyet döngülerinden çıkmakta zorlanan bireyler için etkili bir yol olabileceğini ifade etti.
Uzm.Dyt. Betül Karakuş, “Beslenme Değişiyor, Biz Ne Yapıyoruz? Her Yönüyle Sürdürülebilir Beslenme” başlıklı konuşmasında, günümüzde hızla dönüşen beslenme sistemlerine dikkat çekerek bireylerin hem sağlıklarını hem de gezegenin geleceğini koruma konusunda daha bilinçli olması gerektiğini vurguladı. Karakuş, “Besin israfı ve kaybının önlenmesinde biz diyetisyenler ve sağlık profesyonelleri aktif rol almalı; bireyleri bu konuda bilinçlendirme görevimizi yerine getirmeliyiz” diyerek, sürdürülebilir beslenmenin yalnızca ne yenileceğiyle değil, nasıl ve ne kadar tüketileceğiyle de ilgili olduğuna işaret etti. “Sürdürülebilir beslenme, bireyin yaşam tarzına, kültürüne ve çevresine uygun, sürdürülebilir alışkanlıklar geliştirmesini sağlamaktır” diyen Karakuş, özellikle genç neslin bu konuda eğitilmesinin büyük önem taşıdığını belirtti. Sunum, “Beslenme değişiyor; biz de hem profesyonel hem bireysel olarak bu değişime yön vermeliyiz” çağrısıyla tamamlandı.
“Döngü düzenine göre kişiselleştirilmiş beslenme”
Beslenme ve Diyetetik Bölümü 4.sınıf öğrencisi Elif Beyza Alpagut, danışmanı Arş. Gör. Dr. Rana Nagihan Akder rehberliğinde hazırladığı “Menstrüel Döngü ve Beslenme” başlıklı konuşmasında, kadın sağlığına bütüncül yaklaşımın önemine dikkat çekti. Sunumda, menstrüel döngünün sadece hormonlar üzerinden değil, yaşam tarzı ve beslenme biçimi üzerinden de yönetilebileceği vurgulandı. Alpagut, “Sağlıklı bir menstrüel döngü için antioksidan ve anti-inflamatuar etkili besinlerin yer aldığı Akdeniz tipi bir beslenme modeline yönelmeliyiz” diyerek konunun bilimsel temellerine işaret etti. “Kadınlar bedenlerini tanıdıkça, menstrüel döngüleriyle daha uyumlu ve sağlıklı bir yaşam sürebilir” diyen Alpagut, her bireyin kendine özgü döngü düzenine göre kişiselleştirilmiş beslenme yaklaşımının benimsenmesi gerektiğini belirtti.
“Düzensiz yemek saatleri obezite, diyabet ve kalp hastalıkları riskini artırabilir”
Beslenme ve Diyetetik Bölümü 4.sınıf öğrencisi Sema Can “Sirkadiyen Ritim ve Beslenme İlişkisi: Sağlıklı Yaşam İçin Doğru Zamanlama” başlıklı konuşmasıyla dinleyicilere vücudun biyolojik saatine uyumlu bir beslenme modelini tanıttı. Sunum, Arş. Gör. Dr. Ceren Akanalçı danışmanlığında hazırlandı. Can sunumunda, sirkadiyen ritmin, yani vücudun doğal biyolojik döngüsünün, hormonlardan sindirim enzimlerine kadar pek çok metabolik süreci yönettiğini belirtti. Bu döngüye uygun beslenmenin, kilo kontrolünden insülin duyarlılığına, uyku kalitesinden bağırsak sağlığına kadar geniş bir yelpazede olumlu etkileri olduğuna dikkat çekti. “Sabah saatlerinde sindirim daha aktif, akşam geç saatlerde ise metabolizma yavaşlar. Bu nedenle beslenme zamanlaması, sağlıklı yaşam için stratejik bir unsurdur” diyen Can, düzensiz yemek saatlerinin obezite, diyabet ve kalp hastalıkları riskini artırabileceğini vurguladı.